VİYANA & BUDAPEŞTE

VİYANA
Geçen sene aldığımız ancak farklı nedenlerle açık bilete çevirmek zorunda kaldığımız Viyana biletimizi; vakti dolmadan kullanmak durumunda kaldığımız için 3 ayın içerisinde ikinci Viyana seyahatimi gerçekleştirdim. Bir kez daha büyülendim çünkü Viyana, Kasım’da ayrı bir güzel. Şehir sonbaharın renkleriyle boyanmış, Noel pazarları kurulmaya başlanmış. Her yer ışıl ışıl parlıyor, stantlardan yükselen mis gibi tarçın kokusu insanı kendinden geçiriyor.


Gezmek için bir tam gün ayırdığımız Viyana’da bakın nereleri gördük, neler yaptık:

STEPHANSPLATZ

Haas and Haas Cafe
Güne, Stephansplatz’da yer alan Haas and Haas’ta harika bir kahvaltı ile başladık. Burası, İngiliz tarzında bir çay evi. Bence, Viyana’da kahvaltı yapılabilecek en iyi yerler arasında... Kahvaltıda; bizim damak tadımıza da uygun çok farklı seçenekleri deneyebilirsiniz. 

Haas & Haas 
Ayrıca, çayları çok şık porselen demliklerle servis ediyorlar. Çayın, standart demlenme süresi 3 dakika, ancak farklı bir tercihiniz olduğunda belirtirseniz, sizin tercihinize uygun demleme yöntemi de kullanılabiliyor. Fiyatlar, kaliteye göre oldukça makul. Cafe’nin hemen yanında çay, porselen, çikolata ve şekerleme gibi farklı ürünlerin satıldığı bir mağaza yer alıyor.


Aziz Stephans Katedrali (Stephansdom)
Meydana hakim konumda yer alan bu katedralin harika bir Viyana manzarası sunan iki kulesi var; kuzey kule (asansörlü) ücreti 5,5 Euro; güney kule (yürüyerek) 4,5 Euro. Katedrale giriş ise ücretsiz.

Stephansdom
Figmühler
Viyana’nın alamet-i farikalarından bir tanesi de şnitzelleri.  İmparator Franz Joseph’ın en sevdiği yemeklerden biri olan şnitzel eski dönemlerde, altın tozu kullanılarak pişirilirmiş. Zamanla altın tozunun yerine galeta unu ve yumurta almış. 
Figlmühler, şehirde en iyi şnitzeli yiyebileceğiniz mekanlardan biri. Yalnız rezervasyon yaptırmayı unutmayın.


Demel Pastanesi
Burası, dışarıda gezerken üşüdüğünüzde sıcak bir kahve molası verebileceğiniz güzel bir mekan. İmparatorluk pastanesi olarak da bilinen Demel Pastanesi’ne gitmek için Stephansplatz metro istasyonu Graben Caddesi çıkışından çıkın; yolun sonunda Kohlmarkt caddesinden sola (Hofburg Sarayı yönü) dönün; pastane 14 numarada karşınıza çıkacak.

Demel Pastanesi
Pastanede ayrıca, camekanla ayrılmış bir bölüm var. Camekanın ardından; envai çeşit pastanın yapılışını an be an izleyebilir; fotoğraflarını çekebilirsiniz.

Demel Pastanesi

Stephansplatz’a Ulaşım: Metro U1 ve U3 Stephansplatz istasyonu.

HOFSBURG SARAYI
Kent merkezinde oldukça geniş bir yerleşkeye yayılan Hofsburg Sarayı Viyana’nın eski imparatorluk sarayı. Ortaçağdan kalma bu yapı her imparatorun eklediği bölümlerle zaman içinde aşama aşama genişlemiş.

Hofsburg Sarayı
İmparatorluk daireleri, İsviçre kapısı, gümüş koleksiyonu, din dışı ve kutsal hazineler, imparatorluk şapeli, ulusal kütüphane, kahramanlar meydanı ve müzelerden oluşan Hofburg Sarayı’nda; İmparatoriçe Elisabeth’e (Sisi) ait orijinal eşyaların sergilendiği Sisi Müzesi’ni; Sisi ve İmparator Franz Joseph’ın kullandığı 19 adet imparatorluk dairesini; zarif masa süsleri, porselen takımlar, gümüş sofra takımlarının sergilendiği sarayın gümüş koleksiyonunu görme imkanınız var.

Ulaşım: Metro U3 Herrengasse istasyonu.

SCHÖNBRUNN SARAYI
Hofburgluların eski yazlık malikanesi olan Schönbrunn Sarayı II. Maximilian’ın 1569 yılında bağışladığı araziye inşa edilmiş. O zamanlar kent dışında ağaçlık bir bölge olan arazi 1683 Osmanlı kuşatması sırasında yok olunca saray 1695 yılında mimar Erlach’ın tasarımlarına göre inşa edilmiş. İmparatoriçe Maria Theresa iç mekanın büyük bir bölümünün rokoko tarzında inşa edilmesini istemiş ve saray bugünkü rengi “Schönbrunn sarı”sına boyanmış.

Schönbrunn Sarayı
Büyük salon, ayna odası, milyonluk oda, Napoleon’un odası, Mavi çin salonu, imparatoriçe Sisi’nin odası, porselen odası gibi çok sayıda odadan oluşan sarayı alternatif tur rotaları ile gezmeniz mümkün.

Sisi’nin yatak odası, Mozzart’ın 6 yaşında ilk konserini verdiği oda, muhteşem kristal ayna ve avizeleri ve altın rengi alçı bezekleriyle balo salonu, Hint-Pers minyatürleri ve gül ağacı kaplamaları ile bir servete mal olduğu söylenen milyonluk oda gördüğünüzde sizi de etkisi altında bırakacak.

Ayrıca sarayın çok geniş bir yerleşkeye yayılmış harika bahçeleri var. Devasa ağaçlarla çevrili bu bahçeleri ücretsiz gezebilirsiniz. Bahçelerde yer alan Neptün Çeşmesi, Roma Harabeleri, Schöner Çeşmesi ve Obelisk Çeşmesini de ücretsiz görebilirsiniz.

Schönbrunn bahçelerinde yaklaşık 750 vahşi ve evcil hayvanı barındıran hayvanat bahçesi ile tepenin üzerine yerleşmiş revaklı bir anıtsal yapı olan Gloriette de yer alıyor. 1775 yılında tasarlanan Gloirette’de bulunan kafede kahvenizi yudumlayarak Schönbrunn Sarayı’nın güzel manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Gloirette
Sarayın içinde hediyelik eşya alışverişi yapabileceğiniz bir dükkan var. Burada Avusturya tarihine damgasını vurmuş Sisi’nin resimlerinin yer aldığı çeşitli hediyelik eşyalar ile Sisi’nin kullandığı yıldız şeklindeki saç tokalarının Swarovski taşlı replikaları, Klimt’in ünlü Öpücük tablosunun basıldığı hediyelik eşyalar, Mozzart çikolataları, Viyana magnetleri vb. birçok farklı ürün mevcut.

Ulaşım: Metro U4 Schönbrunn istasyonu.

KARLKIRCHE
Barok tarzı sütunlu yapısı ile oldukça görkemli olan bu kilise, Viyana’nın görülesi yerlerinden. Giriş ücretli; 8 Euro. Zaman zaman çeşitli konserlere de ev sahipliği yapan Karlkirche’nin önünde yılın bu vakitlerinde Noel pazarı kuruluyor.

Karlkirche
Ulaşım: Metro U1 ve U4 Karlplatz istasyonu

MUSEUM QUARTER
İmparatorluk Sarayı yakınındaki bu sanat kompleksi sadece Leopold Müzesi, Çağdaş Sanat Müzesi gibi tanınmış müzelere ev sahipliği yapmıyor; aynı zamanda çok sayıda hoş restoran ve cafeyi de barındırıyor.

Ulaşım: Metro U2 Museumquarter istasyonu

RATHAUS (Belediye Binası)
Kuleleri, sivri pencerelerindeki taştan gül bezekleri ile bir Neo gotik tarz örneği olan belediye sarayı (Rathaus) 1883 yılında Schimidt tarafından tasarlanmış. 

Rathaus
Yıl boyunca noel pazarı da dahil çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan bu görkemli binayı mutlaka görün.

Ulaşım; Metro U2 Rathaus istasyonu

VİYANA DEVLET OPERASI (Staatoper)
Birçok ünlü besteci ve müzisyenin yetiştiği Viyana’da, elbette Devlet Operası’nın bilinirliğinin ve ziyaretçi sayısının bu kadar yüksek olması şaşırtıcı değil. Oldukça ihtişamlı bir binası olan Viyana Devlet Operası’nda 10 ay boyunca 300’ün üzerinde performans sergileniyor, opera binası %99 doluluk oranı ile dünyanın her yerinden dinleyici ağırlıyor. Performans bileti ücretleri, yerine göre 4 ile 300 € arasında değişiyor. Biletler internet üzerinden alınabileceği gibi etkinlik saatinden önce sırada beklemek suretiyle de alınabiliyor.

Staatoper

Ulaşım: Metro U1, U2 and U4 station Karlsplatz

Cafe Sacher
Staatoper’in hemen karşısında Philharmoniker Strasse 4 numarada yer alan Cafe Sacher, Viyana ziyaretinde mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri. Ambiyansı şık ve güzel, Sacher Torte ve yanına eşlik eden Melange müthiş lezzetli.
Cafe Sacher
Viyana’daki ilk ve son günümüzü Cafe Sacher’de bu enfes ikili ile noktalıyoruz.


BUDAPEŞTE
Seyahatimizin ikinci gününde; Erdberg (Metro U3 hattı) Uluslararası Otobüs İstasyonunu’ndan bindiğimiz otobüsle Budapeşte’ye doğru yol alıyoruz. Seyahat süresi, yol ve trafik koşullarına göre 3-3,5 saat arasında değişiyor. Tren çok daha hızlı bir seçenek ancak Viyana’da tren biletleri oldukça pahalı. Otobüsle bir kişi gidiş dönüş ücreti 38 Euro civarında iken tren opsiyonunu kullandığınızda bu rakam minimum 100 Euro’ya kadar çıkıyor.


Otobüs biletimizi internet üzerinden almıştık. (https://tr.flixbus.com/) Gayet rahat ve güvenli bir seyahatti; tavsiye ederiz.

Budapeşte’nin para birimi Fronti (HUF). Bir Euro, yaklaşık 300 Fronti civarında (Kasım 2017). Otobüs istasyonunda indikten sonra, şehir merkezinde istediğiniz yere ulaşmanızı sağlayacak bileti alabilmeniz için bir miktar Euro bozdurmanız gerekiyor. Ancak, istasyondaki Exchange ofislerinde kur, merkeze göre daha düşük. (1 Euro=256 Fronti) Bu sebeple, başta sadece bilet almanızı sağlayacak kadar düşük tutarda Euro bozdurmanızı öneririm.

Otobüs istasyonundan şehir merkezine ulaşım oldukça kolay; yönlendirmeleri takip ederek rahatlıkla metro istasyonuna geçiş yapabilirsiniz. Budapeşte’de de Viyana’da olduğu gibi sizi kısa sürede istediğiniz yere ulaştıracak geniş bir metro ağı var. Hatta Avrupa’nın en eski metro hattı Millenium’u (M1) kullanma tecrübesini mutlaka yaşamalısınız.

Millenium-M1 Hattı
İçinden geçtiği her şehre farklı bir anlam ve renk katan diğer nehirler gibi Tuna nehri de bir başka güzelleştiriyor Budapeşte’yi. Tuna ile, Peşte ve Buda olarak ikiye ayrılıyor şehir. Eski şehir merkezi de olan Buda, şehrin tarihi yüzü… Peşte ise modern meydanların, cadde ve alışveriş mekanlarının bulunduğu taraf. İkisinde de ayrı ayrı güzellikler mevcut.

Tuna Nehri

PEŞTE

VÖRÖSMARTY MEYDANI
Peşte’de gezmeye Vörösmarty Meydanı’ndan başlıyoruz. İsmini vatansever Macar şair Mihály Vörösmarty‘den alan Vörösmarty Meydanı (Vörösmarty tér) Budapeşte gezisine başlamak için iyi bir nokta. Meydandaki ünlü Gerbeaud House, 1884’te kurulan, atmosferi gerçekten romantik ve büyüleyici, pasta ve tatlıları muhteşem şahane bir pastane. 

Gerbeaud Pastanesi
Buraya, Avrupa’nın en eski metro hattı M1 Millenium’u kullanarak rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Hat boyunca aralarında Opera Binası, Kahramanlar Meydanı ve Szechenyi Termal Kaplıcalarının da bulunduğu Budapeşte’nin en önemli noktalarında duraklar var.

Vörosmarty Meydanı
Meydanda; Budapeşte’nin 100 yıllık konser salonu Vigado da bulunuyor. 1859-64 yılları arasında yapılmış olan bina 1821-1884 arasında yaşamış olan Frigyes Feszl’in tasarımlarına dayanıyor ve Macar Romantik mimarisinin kusursuz bir örneği olarak kabul ediliyor.

Vörosmarty Meydanı
Lüks mağazaların ve hediyelik eşya dükkanlarının yer aldığı meşhur Vaci Utca sokağı da bu meydanda başlıyor. Sonbahar yapraklarıyla sarıya boyanmış bu güzel sokakta, hafif yağmur altında güzel bir yürüyüş yaptıktan sonra kendimizi meydanda kurulan Noel pazarının kalabalığına karışmış olarak bulduk. Envai çeşit yiyecekle dolu stantlar, meşhur hamur tatlısı Tredelnik ile sıcak şarap tezgahlarından yayılan tarçın ve karanfil kokuları başka bir zamana ait başka bir dünyanın kapılarını açtı adeta. Hediyelik eşyaların satıldığı küçük kulübeleri de hızlıca dolaştıktan sonra tarihi Büyük Pazar’a (Grand Market) doğru yola koyulduk.

Noel Pazarı
Ulaşım: M1 Metro hattı - Vörösmarty tér durağı

GRAND MARKET (Büyük Pazar / Central Market Hall)
Budapeşte’nin en özgün mekanlarından biri olan Büyük Pazar’ı, renkli seramik çatısı ile görür görmez beğendiğimi söyleyebilirim.

Grand Market
Macar kültürünü tanımak için de birebir olan Büyük Pazar’ın üst katında geleneksel macar el sanatı ürünlerinin de satıldığı hediyelik eşya dükkanları ve yeme – içme mekanları bulunuyor. Alt kat ise; sebze, meyve, balık satışı yapan dükkanlarla semt hali görüntüsünde. Fiyatları, şehrin içindeki diğer dükkan ve mağazalara kıyasla daha uygun buldum.

Grand Market
ST. STEPHEN BAZİLİKASI
İnşaatı 50 yıldan fazla süren, 1800’lü yıllarda tamamlanan, Macaristan’ın 9,5 tonluk en büyük kilise çanına sahip olan St. Stephen Bazilikası (Szent István Bazilika) Budapeşte’nin en büyük kilisesi. Önceleri katedral olan kilise, Papa’nın emri ile bazilika statüsüne geçmiş.

St.Stephen Bazalikası
96 metre yüksekliğe sahip bina tam olarak Budapeşte Parlemento Binası ile aynı yükseklikte. Hatta Budapeşte’nin iskan düzenlemelerine göre şehirde hiçbir yapı 96 metreden daha yüksek olamıyormuş. Parlemento binası ve Aziz Stephen Bazilikası arasındaki denge, aynı zamanda Macaristan’daki din ve devlet işlerinin arasındaki ayrımı da sembolize ediyormuş.

St.Stephen Bazalikası-İç Mekan
Ulaşım:M3 hatlı Metro - Arany János Sokağı durağı

PARLAMENTO BİNASI
Dünyanın en büyük üçüncü parlamento binası olan ve Macar kraliyet mücevherlerine ve Macar kültürüne ait pek çok nadide parçanın yer aldığı Macaristan Parlamento Binası’nda tam 691 oda bulunuyor.

Aslında bir Gotik mimari örneği olan binanın, Rönesans tarzı simetrik bir cephesi ve kubbesi var. Simetrik iki cephedeki salonlardan biri siyasilerin toplandığı parlamento salonu, diğer cephedeki salon ise rehberli tur amaçlı kullanılıyor.

Parlamento Binası
Biz, St. Stephans Bazalikası’nı gezdikten sonra akşam saatlerinde nehir tarafına doğru bir yürüyüş yaptık. Ünlü Zincir Köprü’yü (Chain Bridge) gördükten sonra sağa dönüp kıyı şeridi boyunca yol aldık. Bir anda karşımıza inanılmaz güzellikteki parlamento binası çıktı. O kadar ihtişamlı ve o kadar güzel ışıklandırılmıştı ki “büyülendim” kelimesi az kalıyor tarif etmeye. Farklı açılardan fotoğraflarını çekmeye doyamadım.

Parlamento Binası
Bina, nehrin karşı tarafından da etkileyici. Buda kısmında yer alan kale ve Balıkçılar Tabyası da harika bir parlamento manzarası sunuyor.

Ulaşım: M2 hatlı metro - (Kossuth Tér) Kossuth Meydanı durağı

TUNA AYAKKABILARI (Danube Shoes)
Tuna ayakkabıları, 1944 ve 1945 yıllarında Tuna kıyısında vurularak öldürülen Yahudiler anısına yapılan ayakkabı heykeller. Kurbanlar, vurularak Tuna nehrine dökülmeden önce ayakkabılarını ve değerli eşyalarını bırakmak zorunda kalmışlar.

Kaynak: http://www.amusingplanet.com/2014/12/shoes-on-danube-promenade.html
Bu anıt, 2005 yılında Macar heykeltıraş Gyula Pauer ve arkadaşı Can Togay tarafından yapılmış. 60 çift demir ayakkabı Tuna boyunca sıralanmış. Her ayakkabı çifti 1940’lı yıllarda kullanılan ayakkabılardan orijin almaktaymış.

Ulaşım: Parlamento binası ile Bilim Akademisi arası

MACARİSTAN DEVLET OPERA BİNASI
Andrássy Caddesi’ndeki Neo-Rönesans tarzı opera binası bugün dahi bir tasarım harikası olarak kabul ediliyor. Ana sahne hem hidrolik sistemli hem de dönebilen bir yapıya sahip. Ana salondaki bronz avize 3050 kilo ağırlığında. Kraliyet locası da bas, soprano, tenor, alto olmak üzere dört ana opera sesini sembolize eden heykellerle süslü. Burası, dünyada en iyi akustiğe sahip 3 üncü opera binası olarak kabul ediliyor.

Macaristan Devlet Operası
Opera binası için rehberli turlar düzenleniyor. Ayrıca, temsil biletlerinin fiyatları Avusturya Devlet Operası’na göre oldukça makul seviyede.

Opera binasının içini görme şansımız maalesef olmadı ancak Opera’nın hemen yakınında yer alan Operet Tiyatrosu’nda izlediğimiz müzikal çok güzeldi. Sözler Macarca olsa da ekrandan İngilizce alt yazı geçiyordu. Biletlerimizi internet üzerinden önceden almıştık. (http://www.operett.hu/operett.php?nyelv=2) 2 bilet ücreti sadece 45 TL idi. Bu tecrübeyi yaşamanızı şiddetle tavsiye ederim.

Ulaşım: M1 metro hattı - Opera istasyonu

KAHRAMANLAR MEYDANI
Andrassy Bulvarı’nın sonunda yer alan ve  UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak koruma altına alınan Kahramanlar Meydanı’nda Macaristan’ın 1000. yılını temsil eden Milenyum Anıtı, Macar prens Árpád ve onun 6 savaşçısını betimleyen bronz atlı heykeller bulunuyor Meydanın ortasında 36 metrelik sütunun ucunda Cebrail yer alıyor.

Kahramanlar Meydanı
Ulaşım: M1 metro hattı - Hősök tere istasyonu

ŞEHİR PARKI (City Park)
Kahramanlar Meydanı’nı gördükten sonra, planımızda olmamasına rağmen çok yakınına ulaştığımız için Şehir Parkı’na gitmeye karar veriyoruz. İyi ki de öyle yapmışız çünkü burası inanılmaz etkileyici bir yer. Kocaman ağaçların yer aldığı çok büyük bir arazi… Sonbaharı iliklerinize kadar hissedebileceğiniz mekanlardan. Ağaçlar sarı yapraklarını dökmüş, havada yağmur kokusu var. 

City Park
Burası Budapeşte’nin en büyük parkıymış ve ilk ağaçların dikilmesiyle yürüyüş yollarının yapılması 1751’e dayanıyormuş. Bu geniş arazinin park haline getirilmesi ise 19. yüzyılda gerçekleşmiş. City Park aynı zamanda dünyadaki ilk halk parkıymış.

City Park
Yürüdükçe, gotik tarzda binalardan oluşan bir kompleksin içinde buluyoruz kendimizi. Hava kararmış, binaların aydınlatmaları muhteşem. Sanki ortaçağda bir peri masalının içindeyiz. Bu binaların, içinde Museum of Hungarian Agriculture’ın da yer aldığı bir grup müzeye ait olduğunu öğrenmek biraz şaşırtsa da bizi hayranlığımız sürmeye devam ediyor. 

Ulaşım: M1 metro hattı - Hősök tere istasyonu

NEW YORK CAFE
Günümüzde otel olarak hizmet veren New York Sarayı şehrin en göz alıcı restoranlarından birisi. İtalyan barok tarzının hakim olduğu binada, ana cephe rölyef ve heykellerle süslü. Budapeşte’de en çok etkilendiğim mekanlardan biri olduğunu söyleyebilirim. 

Her duvarında, tavanının her köşesinde ayrı bir güzellik, ayrı bir ayrıntı mevcut. Kahvenizi içerken bu güzelliği tadına vararak seyretmek inanılmaz keyifli….

New York Cafe
BUDA
Peşte’den Buda’ya Zincir Köprü’de yürüyerek geçtikten sonra finikülere binerek Buda Kalesi’ne çıkıyoruz.

Zincir Köprü
BUDA KALESİ
Aynı zamanda Kraliyet Sarayı olarak da bilinen ve Buda tarafındaki tepede yer alan görkemli Buda Kalesi (Budavári Palota), Avusturya-Macar İmparatorluğu döneminde pek çok seremoniye ev sahipliği yapan tarihi bir yer. Günümüzde Budapeşte Tarih Müzesi, Macar Ulusal Galerisi ve Ulusal Szechenyi Kütüphanesi’ne ev sahipliği yapıyor. Kaleye çıktığınızda inanılmaz güzellikte bir Budapeşte manzarasının sizi beklediğini göreceksiniz. Zincir köprü, Parlamento Binası, St.Stephen Kilisesi ve Tuna’nın mavi suları tüm ihtişamıyla gözlerinizin önüne serilecek.


BALIKÇI TABYASI (Fisherman Bastion)
Balıkçı Tabyası (Halászbástya), ülkeyi kuran yedi kavimi temsil eden yedi kuleye sahip. Adeta bir masal şehirde gibi hissettiriyor bu kuleler sizi. Neo-gotik ve neo-romanesk tarzda yapılan tabya 1902 yılında tamamlanmış.

Balıkçı Tabyası
1 Euro karşılığında kulelerden birinin en üst noktasına çıkma şansınız var: burada yine enfes bir manzara sizi bekliyor olacak. Hiç acele etmeyin, kendinizi şehrin güzelliklerine bırakın, şehre kuşbakışı uzun uzun bakın. Bir dilek tutun, Tuna’ya yollayın; bırakın Tuna dileğinizi evrene ulaştırsın.


Balıkçı Tabyası
MATTHİAS KİLİSESİ
Balıkçı Tabyası’nın hemen yanında yer alan ve 700 yıldan uzun süredir ayakta olan Matthias Kilisesi (Mátyás-Templom), Franz Joseph ile eşi Elizabeth’in taç giyme törenlerinin yapıldığı kilise olmasıyla ünlü.

Matthias Kilisesi
Kilise aynı zamanda, şehrin zengin geçmişinin de bir sembolü. Doğu kapısı, şehir 13 üncü yüzyılda Moğol istilasına uğradıktan sonra yapılmış. Kilisenin orta bölümü 1400’lü yıllarda inşa edilmiş ve kralların taç giyme törenleri burada gerçekleşmiş. Türk istilasından sonra, kilise camii haline getirilmiş.

Bu istiladan sonra, Buda 17 inci yüzyıla kadar harabe halinde kalmış, daha sonra Barok tarzda yeniden inşa edilmiş. Kilise, 19 uncu yüzyılda büyük bir restorasyondan geçmiş ve çatısı ünlü Zsolnay seramikleri ile döşenmiş. Bugün, kilise şehirdeki en öne çıkan yapılardan biri kabul ediliyor.

ZİNCİR KÖPRÜ (Széchenyi Köprüsü / Chain Bridge)
Budapeşte’nin alamet-i farikalarından olan Zincir Köprü 19. yüzyılda, Tuna Nehri üzerine, Buda ve Peşte’yi birleştirmek amacıyla yapılmış. Avrupa’nın en uzun asma köprüsü olan 375 metre uzunluk ve 16 metre genişliğindeki köprü yapıldığı dönemde (1849) bir mühendislik harikası olarak tanımlanmış.

Zincir Köprü
Macar Hanedanı’nın armalarıyla süslü olan köprüde Heykeltıraş Janos Marschalko’nun eseri olan taş aslanlar her iki yakada yapıyı korumak için nöbet tutuyor. Köprü açılışında aslanların dilinin olmadığını söyleyen bir vatandaşı duyan heykeltıraşın o anda köprüden atlayarak intihar ettiği söyleniyor.

Ortaçağ’dan 1849’a kadar Tuna Nehri’nde Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayan ve sadece ilkbahar ve sonbahar arasında kurulan dubadan bir köprü varmış. Kışın da nehir donduğundan köprüye gerek kalmazmış. Fakat havanın aniden değiştiği ve nehirdeki buzların eridiği zamanlar olurmuş. Böyle durumlarda da insanlar kendi yakalarında mahsur kalırmış. 1820’de Kont István Széchenyi, kendi babasının cenazesine gitmek için bir hafta beklemek zorunda kalınca Buda ve Peşte’yi kalıcı olarak birleştirecek bir köprü yapma fikri ortaya çıkmış ve Kont István Széchenyi’nin çabalarıyla köprü tamamlanmış.


Buda yakasına ulaşmak için Zincir Köprü’yü yürüyerek geçmenizi öneririm. Harika bir manzara sunuyor.

YEME-İÇME
Macaristan’ın en popüler yemeği “Gulaş”…  Gulaş yemeği dışında, gulaş çorbası, kaz ciğeri, paprika sosis gibi yiyecekleri de denemelisiniz.

Macar Gulaş
Peste kısmında; Gerbeaud Cafe, New York Cafe ve Hung(a)ry Bistro’yu; Buda kısmında ise Zona Restaurant’ı şiddetle tavsiye ederim.

ALIŞVERİŞ
“Kalocsa” adı verilen el yapımı Macar dantellerine tek kelimeyle hayran kaldığımı söyleyebilirim. Oldukça ince işçilik olduğu için fiyatları pahalı olsa da kitap ayracından masa örtüsüne kadar çok farklı boy ve formlarda satılan bu dantellerden hatıra niyetine kendinize mutlaka bir tane almalısınız.

Dantel dışında; el yapımı porselen bebekleri, paskalya yumurtaları, el boyaması ahşap işleri ve paprikaları (kırmızı biber) da ünlü…

Ünlü Macar Dantelleri
NELER YAPILIR ?
Budapeşte aynı zamanda kaplıcaları ile de ünlü… Şehirde birçok kaplıca bulunuyor ancak Gellert (Buda’da Balıkçılar Tabyası yakınlarında) ve Szechenyi Termal Kaplıcaları (Peşte’de City Park içinde) en ünlü olanları…. Vaktimiz olmadığı için böyle bir deneyim yaşayamadık ancak ilginiz ve vaktiniz varsa internet sitelerini de inceleyip zevkinize uygun olanı tercih edebilirsiniz.

Biletinizi önceden alarak Opera ya da Operette Theater'da bir temsil izleyebilirsiniz. 

Operette Theater

Yorumlar

Popüler Yayınlar