Uzun süredir görmek istediğim
şehirlerin başında geliyordu Kastamonu. Aslında her sene Ankara’dan Gerze’ye
giderken geçtiğimiz Kastamonu’yu görmek bu yıl nasip oldu sonunda. Kıvrılarak
uzanan yollarda yeşile ve maviye doyduğumuz bir seyahatin sonunda Kastamonu,
doğası, tarihi ve lezzetli yemekleriyle kalbimizde güzel bir yer edindi.
|
Kastamonu'ya Yaklaşırken |
Kastamonu Şehir Merkezi
Nasrullah Cami
1502 yılında Kadı Nasrullah
tarafından yaptırılan Nasrullah Cami, şehir merkezindeki Hepkebirler
mahallesinde yer alıyor.
|
Nasrullah Cami-Dış Cephe |
Osmanlı döneminde yapılan ilk cami olarak bilinen
Nasrullah Cami’yi özel kılan yanlardan biri Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal
Marşını ilk kez burada okumuş olması.
|
Nasrullah Cami-İç Cephe |
Nasrullah Köprüsü
15. yüzyılda Kadı Nasrullah
tarafından Karaçomak deresi üzerine yaptırılan Nasrullah köprüsü de görülmesi
gereken tarihi yapılardan biri.
|
Nasrullah Köprüsü |
Zaten bu köprü sizi Nasrullah Cami’ye
çıkarıyor. Köprü üzerinde durumu iyi olmayan kişiler için Osmanlı döneminde
para bırakılması amacıyla yapılan 2 adet de sadaka taşı var.
Yakupoğlu Külliyesi
Şehir merkezinde,
şehre hakim tepe üzerinde kurulan Yakupoğlu
Külliyesi cami, medreseler, sübyan mektebi ve aşevinden oluşuyor. Caminin, 1547
yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın Kilerci başısı Yakup Ağa tarafından inşa
ettirildiği biliniyor.
|
Yakupoğulları Külliyesi-1 |
Külliyede biri alt bahçede, diğeri üst bahçede olmak
üzere iki adet çay bahçesi var. Dilerseniz buralarda küçük bir mola verip
soluklanabilirsiniz. Külliye bünyesinde ayrıca Kastamonu’nun meşhur çekme
helvasının yapıldığı Helva Evi mevcut. Burada helva imalatını izleme şansınız
var ancak bizim gittiğimiz gün imalathanenin tatil günü olduğu için maalesef bu
şansı kaçırmış olduk. Külliye içinde çekme helva satışı da yapılıyor.
|
Yakupoğulları Külliyesi-2 |
|
Külliyeden Kastamonu Manzarası |
Yemek
Akşam yemeği için tercih
ettiğimiz mekan yaklaşık 550 yıllık bir geçmişi olan Cem Sultan Bedesteni. Fatih
Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan tarafından Kastamonu’daki şehzadelik döneminde
yaptırılan ve Kastamonu’ya özel dokularla bezenen bedestende yöresel
lezzetlerin tadına bakarak eşsiz bir yemek deneyimi yaşayabilirsiniz.
|
Cem Sultan Bedesteni |
Biz yöresel lezzetlerden banduma,
tirit ve ekşili pilavı tercih ediyoruz. Tavuk suyu ile ıslatılan yufkaların
üzerinde eklenen tavuk, tereyağ ve ceviz ile servis edilen banduma çok güzel
bir yemek. Farklı yörelerde farklı isimleri var. Kastamonu’nun banduması Sinop’un
ıslaması oluyor.
|
Banduma |
Tirit ise Kastamonu simidinin
kemik suyu ile ıslatılması, üzerinde yoğurt ve kıyma eklenmesi ile yapılıyor.
|
Tirit |
Bir diğer imza lezzet siyez
bulguru, ekşili yoğurt, ebegümeci, ısırgan gibi otlarla pişirilen ekşili pilav.
Tatlı olarak saray iksirini
seçiyoruz. İncirle yapılan bu tatlının lezzeti muazzam. Hafif, aromatik ve bol
sürprizli. Her lokma ile damağınızda yeni bir aromanın kapıları açılıyor.
Sözün kısası Cem Sultan Bedesteni’nin
hem ambiyansı hem de yemekleri çok etkiliyor beni ve Kastamonu’da mutlaka
gidilesi yerler listesine eklemenizi gönül rahatlığı ile tavsiye ediyorum.
Konaklama
Kastamonu aynı zamanda konakları
ile de meşhur. Konaklamak için tercih ettiğimiz yer merkezi bir konumda yer
alan, üç katlı bir yapı olan Kadıoğlu Konağı. Otantik bir atmosferi tercih
ederseniz Kadıoğlu Konağı önerebileceğim bir mekan. Odalarının biraz küçük
olduğunu belirtmekte fayda var ancak kahvaltısı oldukça iyi, çeşit bol ve
lezzetli.
|
Kadıoğlu Konağı |
Alışveriş
Kastamonu’dan çekme helva, dibek
kahvesi, taş köprü sarımsağı alabilirsiniz. Bakırcılar çarşısında çok orijinal
bakır objeler bulunuyor. Bir de el dokuması kumaşları meşhur.
Daday
Daday, at çiftlikleri ile ünlü
bir kasaba. Daday At Çiftliği, İksir ve Şadıbey Çiftliği en bilinenleri. Bizim
tercihimiz Daday yolunda yer alan Şadıbey Çiftliği. Şadıbey Çiftliği’nde
1890 yılında inşa ettirilen 16 odalı konakta konaklama imkanı da mevcut. Yeni
başlayanlar ve tecrübeli binicilere uygun parkurların da olduğu çiftlikte
zamanımız kısıtlı olduğu için sadece öğle yemeği yiyerek Çınar’ı atlarla
tanıştırıyoruz ama en kısa zamanda buraya konaklamalı gelmeyi ve at binme
tecrübesini yaşamayı diliyoruz.
|
Şadıbey Çiftliği |
Cide
Cide, yeşil ile mavinin
kucaklaştığı çok güzel bir Kastamonun kasabası. Doğanın tüm güzelliğini gözler
önüne seren ve Cide’ye 14 kilometre mesafedeki Gideros Koyu mutlaka görülmesi
gereken bir koy.
|
Gideros Koyu |
Cide merkezde ise Hababam Sınıfı’nın
yazarı Rıfat Ilgaz’ın evini ziyaret edebilirsiniz. Giriş ücretsiz. Burada
Rıfat Ilgaz’ın eserlerini ve kişisel eşyalarını görebilirsiniz. Bizzat
daktilosunun tuşlarına basarak ustayı anmak da benzersiz bir duygu.
|
Rıfat Ilgaz Evi |
Cide aynı zamanda, Rıfat Ilgaz’ın
da eserlerinde bahsettiği sarı yazması ile meşhur. Buraya kadar gelmişken
kendinize anı olarak bir sarı yazma alın derim.
|
Sarı Yazma |
İnebolu
Geleneksel mimarisi ve doğası ile
öne çıkan İnebolu’nun Lidyalılar döneminde yapıldığı biliniyor. Küre Dağlarının
eteklerinde kurulu olan İnebolu Kurtuluş Savaşı’nda önemli bir rol oynamış.
Kurtuluş Savaşına katılmak isteyenler İnebolu üzerinden Anadolu’ya geçmiş,
ayrıca İstanbul ve Rusya’dan gelen silah ve mühimmatı cephelere ulaştırmak için
İnebolu Limanı kullanılmış. İnebolu 9 Nisan 1924 tarihli TBMM kararıyla Beyaz Şeritli
İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmiş. Atatürk, 27 Ağustos 1925’deki Şapka
Devrimi’ni de İnebolu’daki Türk Ocağı önünden başlatmış.
|
Atatürk'ün Şapka Devrimi Konuşması Heykeli |
Şehit Şerife Bacı Anıtı: İlçe
merkezinde yer alan bu anıtta cepheye mühimmat taşıyabilmek için kendi
üzerindeki battaniyeyi mühimmata saran ve bu sebeple donarak ölen Şerife Bacı
canlandırılıyor.
|
Şerife Bacı Anıtı |
Denk Kayıkları: Farklı bir
teknikle yapılan ve dünyada bir eşi daha olmayan denk kayıkları Kurtuluş Savaşı
döneminde kıyıya asker ve mühimmat taşımak amacıyla yaptırılmış. Bu kayıklardan
birini Türk Ocağı binası önünde, Atatürk Heykeli yanında görmek mümkün.
|
Denk Kayığı |
İstiklal yolu: Kurtuluş Savaşı esnasında deniz yolu ile
gelen mühimmat ve silahların cephaneye ulaştırılmasında kullanılan ve Ankara’ya
dek uzanan İstiklal Yolu’nun da başlangıcı İnebolu.
|
İstiklal Yolu |
Aşı boyalı evler: Aşı köyünden
çıkarılan boya ile boyanan, kırmızı renkteki bu ahşap evler ilçeye masalsı bir
hava katıyor. Türk Ocağı binasının önünden Meteoroloji tepesine doğru çıkarken
her iki yanda uzanan, genelde üç katlı olan, bahçesinde ceviz, dut ve fındık
ağaçlarının olduğu bu evleri görebilirsiniz.
|
Aşı boyalı İnebolu evleri |
Kent Müzesi: İnebolu’daki kent
yaşamını ve şehrin 1Kurtuluş Savaşı’ndaki rolünü anlatan Kent Müzesi de
ziyaret edilmesi gereken bir mekan üstelik giriş sadece 2 TL (Temmuz 2019)
|
Kent Müzesi-1 |
|
Kent Müzesi-2 |
Küçük bir not: Kent müzesinin
hemen yanında yer alan Başoğlu Pastanesi’nin buz gibi limonatasını içmeyi ve
tahin helvasını almayı unutmayın. Son zamanlarda yediğim en lezzetli tahin
helvasıydı diyebilirim.
Kısa Kısa: İki günlük Kastamonu seyahatimizde biz şehir merkezi ile Cide ve İnebolu'yu gezdik ancak Kastamonu yeşile doyacağınız harika bir doğaya sahip aynı zamanda. Küre Dağları Milli Parkı içinde Valla Kanyonu, Horn Kanyonu gibi çok güzel kanyonlar ve seyir terasları mevcut ancak oldukça zorlu parkurlara sahip olduklarını okuduğumuz için bu güzellikleri görmeyi Çınar' büyüyünceye kadar ertelemeye karar verdik.
Yorumlar
Yorum Gönder